
Türkiye – 15.06.2021 TARİH VE 2018/24439 BAŞVURU NUMARALI ANAYASA MAHKEMESİ KARARI AYLİN NAZLIAKA BAŞVURUSU (2)
KARAR ÖZETİ
1. GİRİŞ
29.07.2021 tarih ve 31552 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.06.2021 tarih ve 2018/24439 başvuru numaralı karar ile Anayasa Mahkemesi (“AYM”) siyasetçilerin kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkına ilişkin değerlendirmeler içeren önemli bir karar vermiştir. Karara konu başvuru, milletvekili olan başvurucunun, sosyal paylaşım sitesinde kişisel bilgilerinin açıklanması nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. OLAY ÖZETİ
Olay tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.M.G., sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden, Ankara milletvekili olan başvurucu hakkında bazı mesajlar ve belgeler yayımlamıştır. Mesajlarda, başvurucuyu hedef alan ifadeler kullanılmış; başvurucunun ailesinin kaçak su kullandığına yönelik söylemlere yer verilmiştir. Mesajlarla birlikte başvurucunun ve eşinin şirketinin açık adresi, eşi ve diğer yakınlarının kimlik numaraları ile imzalarını içeren genel kurul tutanağı, eşinin şirketine ait abonelik bilgileri ve şirketin fotoğrafları da Twitter üzerinden paylaşılmıştır.
3. OLAYA İLİŞKİN DERECE MAHKEMELERİ TARAFINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMELER
Başvurucu, hakkında kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCK m.136) ile özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK m.134) suçlarından Belediye Başkanı İ.M.G’den şikayetçi olmuştur.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 05.11.2015 tarihinde soruşturma izni verilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiştir. Başvurucunun anılan karara itirazı Danıştay 1. Dairesi’nin oyçokluğuyla aldığı 21.01.2016 tarihli karar ile reddedilmiş olup; karar gerekçesinde başvurucunun eşinin işyerinde yapılan denetimlerde kaçak su kullanıldığının tespit edildiği ve usulsüz Atık Su Deşarj Tutanağı’nın tutulduğu, sosyal paylaşım sitesinden bu duruma ilişkin bilgi ve belgeler yayımladığı, bu bilgilerin özel hayata ilişkin bilgiler olarak değerlendirilemeyeceği vurgulanmıştır. İki üye karşı görüşlerinde; Belediye Başkanı’nın yayımladığı kişisel veri niteliğindeki bilgi ve belgeleri bağlı kuruluşlardan görevi dolayısıyla öğrendiğini, kamuoyunu ilgilendirmeyen kişisel verileri ifşa etme eyleminin ciddi delillerinin mevcut olduğunu belirtmiştir.
Başvurucu, Belediye Başkanı İ.M.G. aleyhine Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davası açmıştır. Mahkeme tarafından, siyasetçi olan başvurucunun siyasi kimliği de göz önünde bulundurulduğunda Belediye Başkanı İ.M.G.’nin Twitter üzerinden yayımlamış olduğu mesajların sert eleştiri mahiyetinde olduğu ve siyasi hüviyete sahip şahısların kendilerine yönelik sert, ağır hatta incitici eleştirilere de katlanmaları gerektiği vurgulanmış; sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirlerin değil aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadelerin de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bu ifadeler olmadan demokratik bir toplumdan söz edilemeyeceği gerekçesiyle 09.02.2016 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir.
Başvurucu vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu da reddedilmiş; başvurucu 25.07.2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
4. OLAYA İLİŞKİN AYM TARAFINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRME
Başvurucu, gerçekleştirdiği bireysel başvuruda, kendisinin ve ailesinin kimlik bilgileri ile adresinin, eşinin işyeri fotoğraflarının ve su aboneliğine ilişkin bilgilerinin kişisel veri kapsamında olduğunu, Belediye Başkanı’nın görevinden kaynaklı nüfuzunu kullanarak kişisel bilgilerini içeren belgeleri ele geçirip kendisine karşı kullandığını ve işbu bilgi ve belgeleri ifşa ederek binlerce kişinin görmesini sağladığını vurgulamıştır. Başvurucu, kendisi ve yakınlarına ait kişisel verilerin ele geçirilmesi ve ifşa edilmesi nedeniyle mağdur olduğunu ve bu durumun Anayasa’da güvence altına alınan kişisel verilerin korunması ve özel hayata saygı haklarına aykırı olduğunu belirtmesine rağmen derece mahkemelerinin bu iddiaları karşılamayarak davayı ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiğini ifade etmiş; kişisel verilerin korunması, özel hayata saygı ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
AYM tarafından başvurucunun kimlik, ev adresi ve ailesine ilişkin bilgiler ile işyeri ve su aboneliğine ilişkin bilgilerin belirli bir gerçek kişi hakkındaki bilgi kapsamında olduğu anlaşılmakla bu bilgilere erişilmesinin, bunların kullanılmasının ve işlenmesinin özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Değerlendirmede, özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verildikten sonra esas yönünden değerlendirmeye geçilmiştir.
AYM tarafından yapılan esasa ilişkin değerlendirmede bir kişinin imzasının, kimlik, abonelik ve ailesine ilişkin bilgileri ile ev ve iş adresinin kişisel veri kapsamında olduğunun açık olduğu, başvurucunun anılan bilgilerine ulaşılmasına ve sosyal paylaşım sitesinde açıklanmasına ilişkin bir rızasının bulunmadığının sabit olduğu, derece mahkemelerince tarafların siyasetçi oldukları ve mesajların eleştiri mahiyetinde olduğu vurgulanarak davanın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğinin görüldüğü; başvurucunun kişisel verilerinin hangi kapsamda ve nasıl ele geçirildiğine, bu bilgilerin hangi meşru amaç doğrultusunda sosyal paylaşım sitesinde kullanıldığına ve açıklanmasının ne gibi bir kamusal amaca hizmet ettiğine ilişkin bir tartışma yapılmadığı, derece mahkemeleri tarafından başvurucunun ele geçirilen ve ifşa edilen bilgilerinin kişisel verilerin korunması kapsamında kaldığına ilişkin iddialara yönelik değerlendirme yapılmadığı, dolayısıyla derece mahkemelerinin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşıldığından başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır
5. SONUÇ
AYM tarafından kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.
Kararın tamamı için bkz.
Teşekkür Notu:
Karar özeti Damlanur İpek ve Bahadır Demircioğlu tarafından hazırlanmıştır. Katkılarından dolayı kendilerine teşekkür ederiz.