
Türkiye – Anayasa Mahkemesi’nin 2018/30296 Başvurulu Numaralı, 07.09.2021 Tarihli Kararı
Konu
Etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlali.
Olaylar
Başvurucu ile eşi arasında Ezine Asliye Hukuk Mahkemesinde (“Hukuk Mahkemesi”) devam eden boşanma davasında, başvurucunun eşi Hukuk Mahkemesi’ne suncuğu dilekçede başvurucunun telefonunda bulunan mesaj içeriklerine, ses kayıtlarına, videolara ve fotoğraflarına yer vermiştir.
Başvurucu, kullandığı cep telefonuna eşi tarafından internetten satın alınarak yüklenen casus yazılım aracılığıyla tüm kişisel verilerinin ele geçirildiğini ve kullanıldığını ileri sürerek şikayetçi olmuştur.
Başvurucu tarafından e-devlet şifresi, banka hesap bilgileri, sosyal medya yazışmaları, GPS yer bildirim kayıtları, boşanma davasındaki tanıkların kimlikleri dahil kendisinin ve aile fertlerinin kişisel verilerine hukuka aykırı olarak erişildiği ifade edilmiş, eşinin haberleşmenin gizliliğini ihlal ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından cezalandırılması talep edilmiştir.
Ceza soruşturmasını yürüten Ezine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddiaame düzenlenerek, başvurucunun eşinin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarından cezalandırılması istenmiştir.
Ezine Asliye Ceza Mahkemesi (“Ceza Mahkemesi”) tarafından yapılan yargılama sonucunda kişisel verileri boşanma davasına delil olarak sunma dışında atılı suçlara vücut verecek şekilde bilerek ve isteyerek basın, yayın, internet yolu ile veya başkaca herhangi bir yolla yayıp ifşa etmemesi nedeniyle suç işleme kastının olmadığı gerekçesiyle başvurucunun eşinin beraatine karar verilmiştir.
Başvurucu vekili tarafından istinaf yoluna müracaat edilmiş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından haksız bir saldırıyı önlemek için kaybolma olasılığı bulunan kanıtları yetkili makamlara sunmak amacıyla kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinde bulunulabileceği gerekçesiyle Ceza Mahkemesi’nin kararı onanmıştır.
Başvurucu, 08.10.2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
İlgili Maddeler
Anayasa/ md. 20
AİHS/ md. 8
5237/ md. 134-135-136
Hazırlayan: Damlanur İpek
Gerekçe
Anayasa Mahkemesi (“AYM” ve/veya “Mahkeme”) tarafından başvurucunun telefonunda yer alan fotoğrafların, videoların, konuşma ve mesaj kayıtlarının belirli bir gerçek kişi hakkındaki bilgi kapsamında olduğu belirtilerek, bu bilgilere erişilmesinin, bunların kullanılmasının ve işlenmesinin özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece devletin pozitif yükümlülüğünün kişisel verilerin korunması kapsamında üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı yasal altyapı oluşturulması yanında bu altyapının ihlaline etkili yargısal tepki vermeyi de içerdiği, etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğünün, etkili bir ceza soruşturması ve kovuşturması yapılmasını gerekli kıldığı ifade edilmiştir.
Mahkeme tarafından Ceza Mahkemesi tarafından başvurucuya ait hangi kişisel verilerin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı, verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususlarında hiçbir araştırma yapılmaması; Ceza Mahkemesi tarafından boşanma davasına atıfta bulunularak sanığın delillerin kaybolmaması amacıyla hareket ettiği ve elde edilen verilerin yalnızca boşanma davasında delil olarak kullanılması gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi nedenleriyle Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen kovuşturma sürecinin ilgili ve yeterli olmadığına karar verilmiştir.
İlaveten, AYM tarafından yapılan değerlendirmede derece mahkemelerinin eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanlarının bulunmadığı sonucunu doğuracak mahiyetteki yaklaşlarının anayasal güvencelere aykırı olduğu sonucuna varılmıştir.
Kararda olayın aydınlatılmasına yönelik esaslı iddiaların araştırılmaması, kovuşturmanın derinleştirilmemesi, yasal dayanak gösterilmeyen gerekçelerle sonuca ulaşılması nedenleriyle etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğüne uygun hareket edilmediği belirtilmiştir.
Sonuç olarak, AYM tarafından etkili bir yargısal sistem kurulması konusunda kamusal makamlarca
üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüğün gerektirdiği şartların somut olayda yerine getirilmediği değerlendirilerek Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Karar
Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,
Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine,
Kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Ezine Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Başvurucunun tazminat talebinin reddine,
Karar verilmiştir.
Bunlara da bakmak isteyebilirsin

Türkiye – “Kurumsal yazılım hizmeti sunan bir veri sorumlusunun veri ihlali bildirimi hakkında” Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 16/06/2020 tarih ve 2020/465 sayılı Karar Özeti
10 Ağustos 2021
Türkiye – Yargıtay : Kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da Sesi TCK’nın 136/1. maddesi kapsamında kişisel veri olarak değerlendirilemez.
8 Haziran 2021