İzlanda Veri Koruma Kurumu’nun 2020010552 sayılı 17.11.2021 Tarihli Kararı
Konu
Ebeveynlerden bir tanesinin 18 yaşından küçük çocuğun fotoğraflarını kendi Facebook hesabında ve üçüncü bir kişinin Facebook hesabında paylaşması.
Olaylar
Bir çocuğun ebeveynlerinden (A), çocuğunun resmini hem kendisinin hem de üçüncü bir kişinin Facebook hesabında paylaşmış, bu paylaşıma diğer ebeveyn (B)’yi aşağılayıcı bazı yorumlar da eşlik etmiştir. (A) ve (B) arasında, çocuğun velayetinden kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmaktadır. (B), söz konusu fotoğrafların Facebook’tan kaldırılmasını istemişse de bu talebi (A) tarafından yerin getirilmediğinden (B) konuya ilişkin olarak İzlanda Veri Koruma Kurumu’na şikayette bulunmuştur.
İzlanda Veri Koruma kurumu, çocuk dahil tüm tarafları soruşturma sürecine dahil etmiştir. Çocuk telefonla aranmış ve fotoğraflarının Facebook’ta yayımlanması hakkındaki görüşünü açıklaması istenmiştir. Çocuk, fotoğrafların yayımlanmasından sonra ebeveyni (A) ile görüşmediklerini, herkesin erişimine açık olsun ya da olmasın fotoğraflarının tüm Facebook sayfalarından kaldırılmasını tercih ettiğini bildirmiştir.
İlgili Maddeler
GVKT 2(2)(c)
AİHS md. 10
İzlanda Anayasası md 71 ve 73
Değerlendirme
İzlanda Veri Koruma Kurumu ilk olarak yaptığı tespitte çocuğun fotoğraflardan tespit edilebildiğini, dolayısıyla fotoğrafların ve söz konusu yorumların yayımlanmasının GVKT (Genel Veri Koruma Tüzüğü) anlamında kişisel veri işleme olduğunu ortaya koymuştur.
Akabinde bu veri işleme faaliyetinin GVKT md 2(2)(c)’de düzenlenen “kişisel verinin hane içi faaliyetler kapsamında işlenmesi” (karş. KVKK md 28/1-a) istisnası kapsamına girip girmediğini değerlendirmiş, bu istisnanın yalnızca belirli sayıda kişinin erişimine açık olan (diğer bir değişle herkese açık olmayan) sosyal medya hesapları için gereçli olabileceğini, bu nedenle de somut olayda bu istisnanın uygulanamayacağına karar vermiştir.
Sonraki aşamada Kurum, ifade özgürlüğü ile kişisel verilerin korunması ve gizlilik hakkı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Kurum’un değerlendirmesine göre, her ne kadar (A) söz konusu fotoğrafları kişisel yorumları ile birlikte yayımlayarak ifade özgürlüğünü kullanmış ise de bu şekilde diğer ebeveyn (B) ile çocuğun velayetine dair yaşadıkları sorunları kamuoyuna duyurmuştur. Oysa ifade özgürlüğü mutlak bir hak değildir, gizlilik ve kişisel verilerin korunması hakkı gibi diğerlerinin hak ve menfaatlerini korumak gerektiğinde kısıtlanabilir.
Karar
Kurum yukarıda bahsedilen değerlendirmelerden sonra Veri Koruma Kanunu’nun kendisine tanıdığı hak ve yetkilerin, Anayasa ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün sınırları hakkında bağlayıcı bir karar vermeyi içermediğine, bu nedenle de bu tür uyuşmazlıkların yargı makamları tarafından çözülmesi gerektiğine karar vererek şikayeti reddetmiştir.