FRANSA – ÇEREZLERİN KULLANIMINA İLİŞKİN KURALLARIN EVRİMİ: İNTERNET KULLANICILARI İÇİN NELER DEĞİŞTİ?
Çeviren: Kadir HAZAN
CNIL (Fransız Ulusal Bilgi İşlem ve Özgürlükler Komisyonu), çerezler (tanımlama dosyaları) için geçerli kuralları değiştirerek, İnternet kullanıcılarına verilerinin reklam amaçlı kullanımı üzerinde daha fazla kontrol sağlamasını sağlıyor ve Komisyon iki ana ilkeyi hatırlatıyor: İnternet kullanıcısı söz konusu çerezlerin amaçları hakkında açıkça bilgilendirilmeli ve Çerezleri reddetmek kabul etmek kadar kolay olmalıdır.
HANGİ KONUDAN BAHSEDİYORUZ?
Web’de gezinmek, internet kullanıcılarının sıklıkla çerezleri kabul etmek veya reddetmek zorunda kalmasına neden olur. Bu iki seçenek arasında kalmak artık Fransızların dijital günlük yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Peki aslında tam olarak hangi konudan bahsediyoruz?
Çerezler, internet kullanıcısının bilgisayarındaki bir sunucuda depolanan bilgisayar dosyalarıdır; çerezlerin ana işlevi, tarama verilerinin toplanmasına izin vermeleridir. Çerezlerden bazıları, örneğin bir alışveriş sepetinin içeriğini veya görüntüleme tercihlerini ezberlemek (kayıtta tutmak) için gereklidir. Diğerleri ise yalnızca, İnternet kullanıcısına, zevkleri ve ilgi alanlarına uyarlanmış kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek amacıyla bilgi toplamak için kullanılmaktadır.
Ayrıca çerezler, bir internet kullanıcısı hakkında, yaşam tarzını, alışkanlıklarını, sağlık durumunu, siyasi görüşlerini, cinsel yönelimlerini vb. gibi hassas nitelikli verilerini ortaya çıkarmaya yardımcı olabilecek bir dizi az ya da çok sayıda ve hassas nitelikli verinin toplanmasını da mümkün kılmaktadır.
CNIL’IN AKSİYONU
İnternet kullanıcıları, gizliliklerinin korunması konusunda giderek daha hassas hale gelmekte ise de Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GVKT), son iki yıldır internet kullanıcılarının haklarını güçlendirmektedir. Bağımsız bir idari otorite olarak Komisyon, kişisel verilerin İnternet’te kullanılmasının korunmasından da sorumludur.
Bu nedenle CNIL, hedefli reklamcılığa ilişkin eylem planının bir parçası olarak ve çevrimiçi reklamcılık uzmanlarıyla gerçekleştirdiği istişarelerde sonra, “kılavuz ilkeler” ve “tavsiyeler” olarak adlandırdığı iki belgeyi kabul etmiştir. Bu metinlerin amacı, sizlere, İnternet’te çerez kullanımıyla ilgili kuralları hatırlatmak ve [bunlara dair] iyi uygulamaları sunmaktır
İNTERNET KULLANICISI NE DEĞİŞTİ?
Zikredilen belgeleri kabul eden CNIL, bugün İnternet kullanıcılarının korunmasına yönelik iki temel kuralı hatırlatmaktadır:
-
Aydınlatma yapılmalıdır
İlk kural, İnternet kullanıcısı; çerezleri kabul etmeden önce, sitenin söz konusu çerezleri ne için kullanacağı konusunda açık ve öz bir şekilde bilgilendirilmelidir: Kişiselleştirilmiş olsun ya da olmasın reklamcılık, coğrafi olarak konumlandırılmış reklamcılık, içeriğin kişiselleştirilmesi veya sosyal ağlarla bilgi paylaşımı.
-
Reddetmek, kabul etmek kadar kolay olmalıdır
İkinci kural, Fransız Danıştay’ının kısa süre önce verdiği bir kararında (CE, 19 Haziran 2020, no 434684, T.) ifade ettiği gibi, internet kullanıcısının çerezleri kabul etmesi ne derece kolay ise, reddedebilmesine yönelik imkan da o derece kolay olmalıdır.
Bu nedenle CNIL, “çerezleri kabul etmek” için tek bir tıklamanın gerekmesine rağmen çerezleri reddetmek için birkaç eylemin gerekli olduğu durumlarda, genellikle siteye hızlı bir şekilde erişmek isteyen internet kullanıcısının [bundan] etkilenme riskinin bulunduğunu düşünmektedir.
Profesyoneller için sonuçlar
Bir düzenleyici [otorite] olarak CNIL, web sitelerinden zikredilen bu kurallara uymalarını istemektedir. Bu nedenle [söz konusu] profesyoneller ve web sitesi yayıncıları bu nedenle kendilerine şu soruları sormalıdırlar: İnternet kullanıcısı, “KABUL ET’e tıklamadan önce birkaç basit kelimeyle reklam çerezlerinin ne için kullanıldığını anlayabilir mi? İnternet kullanıcısı söz konusu çerezleri kolayca reddedebilir mi yoksa karmaşık ve dolayısıyla caydırıcı bir aşamadan mı geçmek zorundadır?
Bu yeni kurallar için CNIL, ilgili aktörlerin ve dolayısıyla web sitelerini uyumlu hale getirmek için son tarihin altı ayı geçmemesi gerektiğini, yani en geç Mart 2021’in sonuna kadar uyumun sağlanması gerektiğini değerlendirmektedir.
***
Bu yazı, 20 Ekim 2020 tarihinde CNIL’in internet sitesinde yayımlanmış olup, yazıyı orijinal dilinde okumak için tıklayınız.