Türkiye

Anayasa Mahkemesi’nin Rekabet Kurumu’nun Yerinde İnceleme Yetkisine Dair Verdiği Karar Kişisel Verilerin Korunması Dünyasında Ne Anlama Geliyor

Hazırlayan: Mustafa KESKİN

Anayasa Mahkemesi’nin 09.11.2022 tarihli ve 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı

Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’la ilgili verdiği yakın tarihli kararlar gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Bilindiği gibi 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında 7246 Sayılı Kanun ile bazı değişiklik yapılmış olup bu değişiklerden yapısal tedbirlere ilişkin 3. madde (4054 Sy. Kanun md. 9/1-cümle 1, kısmen) Rekabet Kurulu’nun yerinde inceleme yetkisine ilişkin 4. madde (4054 Sy. Kanun md. 15/1-a, “bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir” ifadesi), Rekabet Kurumu personelinin statüsüne ilişkin 12. maddenin (4054 Sy. Kanun geçici md. 34/3 tamamen) ve Rekabet Kurumu personellerinin kadrolarıyla ilgili düzenlemeye ilişkin 12. maddenin (4054 Sy. Kanun geçici md. 6/1- cümle 1-kısmen) anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edilmesi talebiyle AYM’ye başvurulmuştu.

AYM’nin 30.03.2023 tarihli, 32148 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında özetle 3. ve 4. maddeler yönünden ileri sürülen iptal taleplerinin reddine, 6. ve 12. maddeler yönünden ise kabulüne karar verdi.

Bu kararda dikkat çeken hususlardan bir tanesi, Rekabet Kurulu’nun yerinde incelemesine ilişkin madde yönünden Zühtü Aslan tarafından yazılan karşı oyda yer verilen değerlendirmeler olmuştu. Zira karşı oyda özetle, bu düzenlemenin Anayasanın 20/3. maddesinde düzenlenen kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile 21. maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığı hakkına yönelik müdahale teşkil ettiği ifade edilmiş ve yine Anayasanın 20. ve 21. Maddelerinde öngörülen hâkim kararı zorunluluğuna vurgu yapılarak teşebbüslerin faaliyetlerini gösterdiği işyerlerinin de konut dokunulmazlığı hakkı kapsamında olduğu, dolayısıyla hakim güvencesinin işyerlerini de kapsadığı, oysa söz konusu düzenlemede böyle bir güvenceye yer verilmediği, bu nedenle de hakim kararı olmaksızın Kurul uzmanları tarafından yapılan incelemelerin konut dokunulmazlığı hakkını ihlal ettiği, nitekim söz konusu yetkinin gecikmesinde sakınca bulunan hallerle de sınırlandırılmadığı, zira düzenlemede buna dair bir açıklama yer almadığı ifade edilerek söz konusu değişikliğin Anayasanın 21. maddesine aykırı olduğu görüşüne yer verilmişti.

Anayasa Mahkemesi’nin 23.03.2023 tarihli ve 2019/40991 başvuru numaralı kararı

AYM’nin yukarıda kısaca özetlediğimiz kararında duyulan ayak sesleri, 20.06.2023 tarihli, 32227 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2019/40991 başvuru numaralı kararın konut dokunulmazlığı hakkı ihlali kısmında karar gerekçesi olarak kendisine yer buldu.

AYM kararını kısaca özetlemek gerekirse; AYM bu kararında Anayasanın 21. maddesi gereğince usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça kimsenin konutuna girilemeyeceğini, arama yapılamayacağını ve buradaki eşyaya el konulamayacağını, bu maddenin konutlarına kamu görevlileri tarafından rızaları dışında girilmek istenen kişilere güvence sağladığını; teşebbüslerin yönetim işlerinin yürütüldüğü kısımlar ile çalışma odaları gibi herkesin giremediği alanların da konut kavramına dahil olduğunu; dolayısıyla yerinde incelemeler sırasında, bu alanlarda arama yapılmasının ve şirket bilgisayarlarından belge temin edilmesinin, konut dokunulmazlığı hakkını ihlal ettiğini ifade etmiştir.

Sonuç olarak AYM,

  • Rekabet Kurumu tarafından yapılan yerinde incelemelerin, hâkim kararı olmaksızın gerçekleştirilmesi nedeniyle Anayasanın “Konut Dokunulmazlığı” başlıklı 21. maddesinin ihlal edildiğine ve
  • Rekabet Kanunu’ndaki yerinde incelemeye ilişkin hükümlerin anayasal güvencelere uygun olmaması nedeniyle yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin TBMM’ye bildirilmesine karar vermiştir.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun yerinde inceleme yetkisi

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 15/3 maddesinde, Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’nun yerinde inceleme yapma yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:

“(3) Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler hariç; veri sorumlusu, Kurulun, inceleme konusuyla ilgili istemiş olduğu bilgi ve belgeleri on beş gün içinde göndermek ve gerektiğinde yerinde inceleme yapılmasına imkân sağlamak zorundadır.”

Görülüğü üzere Kişisel Verileri Koruma Kurumu uzmanları, hakim kararına ihtiyaç duymadan, veri sorumlularının işyerlerinde yerinde inceleme yapabilecekler, bu süreçte fiziki dosyaları, bilgisayarları cep telefonlarını inceleyebilecekler ve gerekli gördükleri fiziki ve dijital belgelerin kopyalarını inceleme dosyasına dahil edebileceklerdir.

Madde incelendiğinde 4054 Sayılı Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasında bulunan “bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir” ifadesinin iptali gerekçesinde yer alan güvence eksikliklerinin, 6698 Sayılı Kanun’un 15/3. maddesi bakımından da mevcut olduğu görülmektedir. Nitelim söz konusu inceleme yetkisi bir hâkim kararına bağlanmamış yahut gecikmesinde sakınca olan hallerle sınırlandırılmamıştır.

Her ne kadar Rekabet Kanunu’nun 16. maddesinde yerinde “Yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması” durumunda “gayri safi gelirlerinin binde beşi oranında idarî para cezası” verileceği yer almakta ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun yerinde incelemesi ile ilgili engelleme ya da zorlaştırma söz konusu olduğunda ne şekilde hareket edileceği ile ilgili bir açıklık bulunmasa ve bu durumlarda Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Rekabet Kurulu gibi idari para cezası verebileceği özel bir argümana sahip olmasa da 6698 Sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde 15. madde uyarınca verilen Kurul kararlarına uymama yönünden idari para cezası öngörüldüğü görülmektedir.

15. madde gereğince verilen Kurul kararlarından kastedilenin inceleme sonucunda verilen kararlar olduğu, dolayısıyla inceleme sırasında verilen bilgi ve belge sunma yahut yerinde incelemeye imkan sağlama kararlarını kapsamadığı ileri sürülebilir ise de bu hususta Kurul’un nasıl hareket ettiği tarafımızca bilinmemektedir. Ancak böyle bir durumda Kurul yaptırım uygulamasa dahi elindeki bilgi ve belgelerle sınırlı olarak incelemesini yapacağından, söz konusu bilgi ve belgeleri sunmayan yahut yerinde incelemeye imkan sağlamayan veri sorumlusunun – varsa- lehine olan delil ve savunmaları sunma imkanından yoksun kalacağı da açıktır.

Sonuç olarak, Rekabet Kurumu’nun yerinde inceleme yetkisine ilişkin AYM tarafından verilen bu karar, benzer yetkiye sahip otoritelerden Kişisel Verilerin Korunması Kurumu’nu da etkileyeceği açıktır. Dolayısıyla Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikler kapsamında bu maddenin de AYM kararı dikkate alınarak gözden geçirilmesinde fayda olacaktır.

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!