Hollanda

Gelderland (Hollanda) Bölge Mahkemesi torununun fotoğrafını Facebook ve Pinterest’te paylaşan nineye DUR! dedi – 05.05.2020

Gelderland (Hollanda) Bölge Mahkemesi 05.05.2020 tarihli, C / 05/368427 sayılı kararı ile 18 yaşından küçük torunlarının fotoğraflarını Facebook ve Pinterest’te bulunan kişisel hesaplarında paylaşan ninenin fotoğrafları kaldırmasına karar verdi.

Olayın özeti: Davacı olan anne, davalı olan annesi ile yaşadığı tartışma nedeniyle davalı annesiyle bir yıldan uzun süredir görüşmemektedir. Davacı annenin 3 küçük çocuğu bulunmaktadır. Davalı anneanne, bu 3 küçüğün bulunduğu fotoğrafları, kişisel hesaplarının bulunduğu Facebook ve Pinterest’te yayınlar. 29 Şubat 2020 tarihinde, davacı anne polis aracılıyla davalı anneanneye gönderdiği bildirimde, daha önce de kendisini defalarca uyardığını, 5 Mart’a kadarfotoğrafları sosyal medyadan silmezse yasal yollara başvuracağını bildirir.

Davalı anneanne resimleri silmez, bir foroğraf daha yayınlar ve nihayetinde davacı anne, dava açar.

Nisan ayında mahkeme konuyu ele aldığında, davalı anneanne tek bir resim dışında diğer resimlerin tamamını siler. Davalı bu resmi saklamak istemiştir, zira anne babasının ayrılmasından sonra resimdeki torun ve babası Nisan 2012 – Nisan 2019 tarihleri arasında davalı birlikte kalmışlar ve bu dönemde toruna, davalı anneanne bakmıştır.

GDPR’ın Hollanda uygulamasına göre küçüklerin fotoğraflarını yayınlamak için velayet ya da vesayet hakkına sahip kişilerin rızasının alınması şarttır. Burada belirtmek gerekir ki söz konusu fotoğraf için, çocuğun babası da (1 no’lu çocuk olarak anılacaktır, çocuk babası ile birlikte yaşamaktadır) onay vermemiş, davalı anneye whatsapp üzerinden gönderdiği bir beyan ile çocuğunun fotoğrafının Facebook’ta olmasını istemediğini beyan etmiştir.

Dosyada fotoğraf üzerindeki telif hakları ya da davalı anneannenin savunma olarak sunduğu duygusal değerlendirmeler değerlendirilmemiştir.

Karara göre mahkeme, davalı anneanneye fotoğrafları silmesi için 10 gün süre tanımış, aksi halde silmediği her gün için €50.00 para cezası (en fazla 1,000€’a kadar) ödemesine karar vermiştir.

Mahkemenin 13 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmış kısa kararının ilgili kısmını aşağıda bulabilirsiniz:

4. Değerlendirme

(…)

4.3. Uyuşmazlık konusu sorun, davalının, davacıya ait çocukların fotoğraflarını Facebook ve Pinterest dahil sosyal medya hesaplarından silmekle yükümlü olup olmadığıdır. Yargıcın bu konudaki kararı şu şekildedir:

4.4. 1 numaralı çocuğun Facebook’ta bulunan fotoğrafının ya da davacı ve çocuğunun Pinterest’te bulunan fotoğrafının yaratıcısının (eser sahibinin) davacı mı yoksa davalı mı olduğu ifade ya da ispat edilmemiştir. Bu da demektir ki bu seri yargılama kapsamında Telif Hakları Kanunu’nun mevcut duruma uygulanmayacağı varsayılmalıdır.

4.5. Genel Veri Koruma Tüzüğü (Bundan sonra “GDPR” olarak anılacaktır),  gerçek kişilerin özellikle kişisel verilerinin korunma hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini korur. Buna karşılık, bu tüzük gerçek kişiler tarafından tamamen kişisel ya da mesken faaliyetleri ile ilgili kişisel veri işlemelerine uygulanmamaktadır. Kişisel bir Facebook sayfasında bir fotoğraf yayınlamanın tamamen kişisel ya da hanehalkı faaliyetleri kapsamında değerlendirilebilmesinin mümkün olmamasına rağmen, ilk derece hakimi tarafından ön inceleme kararında davalının Facebook ya da Pinterest hesabının nasıl oluşturulduğu ya da ne şekilde korunduğu hususu yeterince tespit edilememiştir. Ayrıca fotoğrafların, Google gibi bir arama motorunda bulunulup bulunamadığı da net değildir. Ek olarak, Facebook’a konulan fotoğrafların paylaşılabilmesi ve üçüncü kişilerin eline geçebilmesi de dikkate alınmamıştır. Bu şartlar altında, bu seri yargılama kapsamında davalının tamamen kişisel ya da hanehalkı faaliyet yürüttüğü ortaya konulamamıştır. Bu da GDPR hükümlerinin ve GDPR Uygulama Kanunu’nun (buradan sonra “UAGV” olarak anılacaktır) bu uyuşmazlığa uygulanacağı anlamına gelir.

 4.6. UAGV, 16 yaşına ulaşmamış küçüklerin fotoğraflarının yayınlanmasının yasal temsilcilerinin izninin alınmasını şart koşmaktadır. Yasal bir temsilci olarak davacı, 16 yaşından küçük çocuklarının fotoğraflarının sosyal medyada yayınlanması konusunda davalıya izin vermemiştir. 1 numaralı çocukla ilgili olarak babası da davalıya izin vermemiştir. Bu açıdan, ilk derece hakimi, 1 numaralı çocuğun Facebook’taki fotoğrafları ile 1 numaralı çocuk ile annesinin Pinterest’tekş fotoğraflarının silinmesini emretmiştir. Ek olarak davalı, (GDPR ve UAVG’de belirtildiği gibi) davacının iznini almaksızın davacının küçük çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada yayınlamaktan yasaklanmıştır. Bu bağlamda, belirtmek gerekir ki sosyal medyada fotoğraf yayınlamasına izin verilmesinin davalı için duygusal önemi, hakimi farklı bir karar vermeye yöneltemez.

4.7. Talep edilen ceza ödemesi aşağıda belirtildiği şekilde belirlenmiş ve maksimize edilmiştir. Sosyal medyada yayınlanmış fotoğrafların silinmesi gereken süreçte, ilk derece hakimi davalının artık Pinterest kullanmadığını ve bu nedenle de Pinterest’ten fotoğraf silmesinin daha uzun süre alabileceğini dikkate almıştır.
4.8. Taraflar arasındaki aile ilişkileri ışığında, yargılama masrafları taraflarca müştereken karşılanacak olup her bir taraf kendi masrafına katlanacaktır.

5. Karar
İlk derece mahkemesi hakimi
5.1. Davalıyı,  söz konusu fotoğrafları 1 numaralı çocuğun fotoğrafının bulunduğu Facebook hesabından ve davacı ile çocuğunun fotoğrafının bulunduğu Pinterest hesabından bu karardan itibaren 10 gün içerisinde silinmesine mahkum etmiştir,
5.2. Davalıyı 5.1’de belirtilen asıl kararı yerine getirmediği her gün için, en fazla 1.000€’ya kadar olmak üzere 50€ ödemeye mahkum etmiştir,
5.3. Davalıyı, davacının küçük çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada yayınlamaktan, sergilemekten veya başka herhangi bir suretle yaymaktan men etmiştir,
5.4. Bu kararın tebliğ edilmesinden sonra, 5.3.’te belirtilen yasağa aykırı davrandığı her gün için, en fazla 1.000€’ya kadar olmak üzere 50€ ödemeye mahkum etmiştir,
(…)

GDPR’ın ilgili maddesi aşağıdaki gibidir:

Madde 2, Maddi Kapsam:

2/2: Bu madde şu kişisel veri işleme faaliyetlerine uygulanmaz:

c) Bir gerçek kişi tarafından tamamen kişisel ya da hanehalkı faaliyetleri kapsamında.

18 No’lu Gerekçe:

Bu tüzük, gerçek kişiler tarafından, mesleki ya da ticari faaliyetlerle bağlantılı olmamak kaydıyla,  tamamen kişisel ya da hanehalkı faaliyeti ile ilgili kişisel veri işlemelerinde uygulanmaz. Kişisel ya da hanehalkı faaliyetleri, yazışma ve adreslerin tutulması veya sosyal ağ faaliyetleri ile bu gibi faaliyetler kapsamındaki çevrimiçi aktivitelere uygulanmaz. Buna karşılık, bu tüzük kişisel ya da hanehalki faaliyetleri gibi kişisel veri işlemeyi sağlayan veri sorumlusu veya veri işleyenlere uygulanır.

6698 Sayılı KVKK’nın ilgili maddesi aşağıdaki gibidir:

MADDE 28- (1) Bu Kanun hükümleri aşağıdaki hâllerde uygulanmaz:

  1. a) Kişisel verilerin, üçüncü kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla gerçek kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi.

Gerekçe:

Maddeyle, Kanunun kapsamı dışında tutulan hususlar düzenlenmektedir.
Birinci fıkrada, tamamen Kanun kapsamı dışında tutulan hususlar düzenlenmektedir. Buna göre kişisel verilerin, üçüncü kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla, gerçek kişilerin kendisiyle veya aym konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetleri kapsamında; anonim hale getirilmek suretiyle araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlarla; milli savunmayı, milli güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini, ekonomik güvenliği veya kişilik haklarını ihlal etmemek kaydıyla, sanat, tarih, edebiyat veya bilimsel amaçlarla veya ifade özgürlüğü kapsamında işlenmesi Kanunun tamamen kapsamı dışında tutulmaktadır.

Konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi kararları:

İptal başvurusu üzerine

T.C ANAYASA 1.Bölüm Esas: 2016/125, Karar: 2017 143, Karar Tarihi: 28.09.2017

“(…)

J. Kanun’un 28. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (a) ve (ç) Bentlerinin İncelenmesi

1. (a) Bendinin İncelenmesi

a. İptal Talebinin Gerekçesi

141. Dava dilekçesinde özetle, sadece aynı konutta yaşamanın bir başkasının kişisel alanına müdahale edilebileceği anlamına gelmediği, özel yaşamın sadece aile yaşamı veya konut mahremiyeti olmadığı, kişisel özerkliğin özel yaşama saygı kapsamındaki güvencelerin yorumlanmasında önemli bir ilke olduğu, aynı konutta yaşayan bireyler kapsamında eşler, eşlerin üstsoyu, evlilik birliği içinde veya dışında doğan veya evlat edinilen yahut koruyucu aile olarak bakımı üstlenilen çocukların da olabileceği, özel yaşamın gizliliği konusunda özellikle çocuklar ve korunmasız bireylerin etkili bir şekilde korunma hakkına sahip olduğu, velayet ilişkisinin çocuğun varlığını, onurunu, maddi ve manevi bütünlüğünü ortadan kaldıran bir hukuki müessese olmadığı, çocukların kişisel verilerinin işlenmesi öncesinde yaşları ve gelişim durumlarına göre uygun kapsam ve yöntemlerle bilgilendirilmeleri ve açık rızalarının alınmasının gerektiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 13., 20., 41. ve 90. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

b. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

142. Dava konusu kuralın yer aldığı maddede 6698 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı haller hüküm altına alınmıştır. Dava konusu kuralla kişisel verilerin, üçüncü kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla gerçek kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi halinde 6698 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmaktadır.

143. Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı güvence altına alınmıştır.

144. Anayasa’nın 41. maddesinde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” denilmektedir.

145. Anayasa’nın 41. maddesinde aile Türk toplumunun temeli olarak tanımlanmış, ailenin birey ve toplum hayatındaki önemine işaret edilmiş ve devlete ailenin korunması için gerekli düzenlemeleri yapması ve teşkilatı kurması konusunda ödevler yüklenmiştir. Böylece aile kurumuna anayasal koruma sağlanmıştır. Bu düzenlemeyle eşler ve çocuklardan oluşan ailenin birlik ve bütünlüğünün korunması amaçlanmaktadır. 41. maddeye 7.5.2010 tarihli ve 5982 sayılı Kanun’la eklenen dördüncü fıkrada da devletin her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemeyle “Ailenin korunması” şeklindeki madde başlığı “Ailenin korunması ve çocuk haklan” şeklinde değiştirilip maddeye çocukların korunması konusu da eklenerek çocukların temel hakları vurgulanmış ve devletin çocukları koruyucu tedbirleri alacağı belirtilmiştir.

146. Dava konusu kuralla kişisel verilerin, üçüncü kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla gerçek kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi halinde 6698 sayılı Kanun’da yer alan kişisel verilerin korunmasına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile bir kişinin gerek kendi gerekse aynı konutta birlikte oturduğu aile fertlerine ilişkin kişisel verileri işlemesinin, söz konusu birlikte yaşamanın doğal ve zorunlu bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca dava konusu kuralın söz konusu hakların kullanılmasını son derece zorlaştıran veya onu kullanılamaz duruma düşüren kayıtlara bağlandığı da söylenemeyeceğinden hakkın özüne dokunmadığı açıktır. Bu nedenle değerlendirilmesi gereken husus bu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gerekleri ile ölçülülük ilkesine uygun olup olmadığıdır.

147. Dava konusu kuralla, kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında kişisel verilerin işlenmesi halinde 6698 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre eşler ve çocuklardan oluşan aile fertlerinin, kendileriyle veya diğer aile fertleriyle ilgili olarak 4721 sayılı Kanun’da veya diğer kanunlarda belirtilen faaliyet ve yükümlülükleri olabileceği gibi günlük hayatın akışı içinde gerçekleştirilecek faaliyetleri de olabilir. Bu faaliyet ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi ise söz konusu aile fertleriyle ilgili bazı kişisel verilerin işlenmesini gerektirebilir. Kanun koyucunun kuralla takdir yetkisi kapsamında gerçek kişilerin kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili söz konusu faaliyet ve yükümlülüklerin sıklık ve yoğunluk derecesini de dikkate alarak bunlarla ilgili veri işleme prosedürünü kolaylaştırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında tanınan dava konusu istisnanın başta çocuklar olmak üzere aile fertlerinin özerk varlığını, onurunu, maddi ve manevi bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan ya da bu amaca matuf bir hukuki müessese olmadığı aksine Anayasa’nın 41. maddesi ve başta 4721 sayılı Kanun olmak üzere diğer kanunlardan kaynaklanan aile fertleriyle ilgili hukuki faaliyet ve yükümlüklerin tam ve zamanında yerine getirilebilmesi suretiyle ailenin ve özellikle çocukların korunmasını sağlamaya yönelik olduğu açıktır.

148. Öte yandan anne ve babaların, çocukları üzerinde velayet hakkını yerine getirirken 4721 sayılı Kanun’dan kaynaklanan yükümlülüklere uygun hareket etme zorunluluğu bulunmaktadır. 4721 sayılı Kanun’da çocukların korunması ve yetiştirilmesine ilişkin söz konusu yükümlülüklere aykırı hareketlerin hukuki sonuçlarına ilişkin hükümlere yer verildiği gibi 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda yer alan ilkeler uyarınca çocuğun haklarının korunması konusunda da ayrıntılı düzenlemeler hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda kuralla sınırlama yapılırken ilgili kanunlarda sınırlama aracının sınırlama amacına uygun ve orantılı şekilde kullanılmasını sağlayacak yasal güvencelere yer verildiği de görülmektedir. Dolayısıyla kuralla ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge kurulduğu de dikkate alındığında kuralın demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkesine aykırı bir yönü bulunduğu söylenemez.

149. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2., 13., 20. ve 41. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.

(…)”

Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun internet sitesinde yayınlanan “6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun Amacı ve Kapsamı”

Kişisel verilerin kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi:

Kişisel verilerin, üçüncü kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla gerçek kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi durumunda Kanun hükümleri uygulanmaz.

Bu fıkra kapsamında; aynı konutta yaşayan aile fertlerinin aile içinde verilerinin işlenmesi noktasında istisna söz konusudur. Örneğin, doğum günü gibi özel günlerde aile içerisinde çekilen fotoğraflar bu Kanun kapsamında değildir. Ancak bu verilerin üçüncü kişilerle paylaşılması veya alenileştirilmesi halinde, örneğin doğum gününde çekilen fotoğrafların aleni olacak şekilde sosyal medyada paylaşılması durumunda istisnadan söz edilemeyecektir.

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!